Aydınlık Bir Hayata Doğru
  Bir Hatıra
 
Biz M.Raşid [K.s] Hz. lerinin elini tuttuktan sonra, köyde onbeş yirmiye yakın genç arkadaşımız vardı.
Biz devam ediyorduk, devam ettikten sonra bir kardeşimiz ailesinden bazı sıkıntılar dolayısıyla gelmedi hatmeye. Evine gittim ısrar ettim
- Hatmeye niye gelmiyorsun ? diye,

- Dedi, benim kardeşlerim, ailem bana sıkıntı yapıyorlar, ben yapamam bu işi
Bende üzerine gittim, güzel bir sofiydi, cezbeliydi, muhabbetliydi, nefse uymuştu.
Dedim bunu razı edeyim Seyda’ya götüreyim tedavi olur…
-Dedi param yok,
Bende babamdan biraz para almıştım, dedim yarı senin yarı benim bunu ikna ettim….

Beraber geliyoruz, diyoruz; Kardeşim hepimiz senin gibiyiz, ailemiz bize sıkıntı veriyor ama bu işi yürüteceğiz…
Seyda’nın elini tutmuşsun olacak bunlar…
O zaman biz daha yeniydik, eski sofiler yoktu aramızda, ümmiydik bir şey bilmiyorduk.
Ama muhabbetimiz çok fazla idi. Şimdi o muhabbeti bulamıyoruz. Çok muhabbetliydik.

Biz her zaman Seyda’yı yanımızda görüyorduk. Onun için günaha yanaşamıyorduk. Nefsimizi devamlı o muhabbetin içinde olduğu için men ediyorduk.

Bizler eve geldikten sonra, Cuma akşamı Seyda Hz.leri namazdan sonra tövbe verdi sohbete başladı. Az sofiler vardı.
İlk sohbeti o arkadaşımızın üzerine dedi ki ;
- Kıyamet gününde bir insan Allah’u Tealaya karşı fetva bulması için (yani, ben kardeşim yapamıyordu, İslamiyet zordu, ben yapamadım Allah’ın yanında böyle bir şey yapamadım) herkes hesabını vercek.

Seyda Hz. leri bu sohbeti devam edince baktım bu kardeşimiz cezbelendi ağladı.Ben anladım ki bu sohbet onun üzerine oldu.
Sohbet devam etti, Seyda Hz. leri, 
- Bir insan, ilim öğrenir, hacca gider, zikir yapar, bir insanın nefsi bununla terbiye olmaz ! sofiye ancak Sâdat ın nazarı terbiye olur.
Bu sohbeti devam etti, sohbet aklımda kalmadı fazla.

Seyda Hz. leri sohbet edince bizde bulunuyorduk sohbetinde. Bir seferinde sohbet devam etti, Dedi ki;
- Behlül Dânâ zamanında, Behlül Dânâ yedi böbrek kendi arkasına bir tanede önüne koydu.
- Çarşıya çıkınca millet dediki,
- Ya Behlül, bu nedir? Dediki;
- Bu benim önümdeki tek böbrek arkadaşımın özürüdür, yedi tanede benimdir, ben kendiminkileri görmüyorum.Ama arkadaşımın bir tane görüyorum….Unutmuşum kendi günahımı, ama arkadaşımın hatası bir tane vardır onu görüyorum…….

- Dedi insan, arkadaşının özrünü araştırmayacak, O nu hakir görmeyecek, öyle olursa Allah’ın Rahmeti insanın üzerine gelir…
- Nakşibendi tarikatında; Yusuf (a.s) Mısır çarşısında satılmaya çıkartıldığı zaman…
- Dedi ; herkes onu almaya gitti… İhtiyar bir kadın,……onun bir top ipliği vardı.Yola çıkınca bir iki arkadaş dedi,
- Sen nereye gidiyorsun ana?…… 
- Dedi; Ben Yusuf (a.s) u almaya gidiyorum…….. 
- Dedi; Yusuf (a.s) milyarlara, trilyonlara çıktı, bir kilo iplikle onu alamazsın..
- Ben de biliyorum O’nu alamam, ama bilsin ki ben onun müşterisiyim ! dedi.

Seyda Hz. leri ; Biz O kadın kadar Nakşibendi tarikatına eğer ki talip olursak yeter, dedi.
Biz onun müşterisiyiz.Biz biliyoruz, biz O nun amelini tam yapamayız.Ameli ağırdır.Ama biz buna talibiz…..

 
  Bugün 14185 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol