BERABERLİĞİN FAYDASI VE ZARARI;
Kamil insanlar ile dostluk kuranlar ve sohbetlerinde bulunanlar, kendileri ne kadar günahkarda olsalar bu Salihlerin sohbet ve dualarını ve manevi feyizleri ile değişip tövbekar olurlar. Bu vesile ile istikamet Salihlerin mü’min sıfatını kazanırlar. Çünkü onlarla beraber ola ola onların güzel halleri ile hallenirler. Aksine, günahkar ve bid’at ehli insanlar ile beraber olanlar ise kendileri iyi bir halde olsalar bile onlardan etkilenip bozulurlar. Çünkü üzüm üzüme baka baka kararır sözü tecrübelerle anlaşılmış bir hakikati ifade eder.
Bir hadis-i şerifte: “ İyi arkadaş yalnızlıktan yalnızlık kötü arkadaştan hayırlıdır. İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır. Kötülerle beraber olan da demirci çorağı ile beraber olan gibidir, onun işi ve pis kokusu da diğerine bulaşır.”
Başka bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
“ Kişi dostunun dini üzeredir. O halde, herkes kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.”
Diğer bir hadis-i şerifte; “ Kişi sevdikleri ile beraberdir.” Buyrulmuştur.
Kişi hangi insanlarla beraber olursa yavaş yavaş onların huy ve alışkanlıklarını edinmeye, onlar gibi olmaya başlar. İyi insanlarla dostluk da aynı bunun gibidir. Bir insanın ne kadar kötü alışkanlığı olursa olsun, beraber bulunduğu iyi insanların güzellikleri ona da geçecek zamanla oda güzelliklerle bezenecek, e nihayet alemlerin Rabbinin sevdiği bir kul olacaktır.
BAKIŞIN İNSANDA YAPTIĞI TESİR;
Şah-ı Nakşibend k.s. hazretlerinin halifesi Muhammed Parisa k.s.a. hazretleri şöyle buyurmuştur; “ Allah’la kul arasındaki perde maddi bir alem gibidir. Perdeler, dış suretlerin nakışlı görünüşleridir. Dünyada gördüğümüz her bir güzellik Allah’la kul arasında perde olur.” Her gördüğünüz nesne, eşya, tabiat kalpte bir nakış hasıl eder. Bu haram olmayan eşya içinde geçerlidir. Haram olanın tesiri daha fazladır. Kalp’de ayrıca bir gaflet hasıl eder. Kalp üzerinde siyah siyah noktaların oluşmasına, nihayet kalbin kararmasına ve Allah’tan tam bir uzaklık, kopukluk hasıl olmasına sebep olur. Tefekkürsüz bakışların hepsi zarardır. Tefekkürle beraber olan faydalıdır. Gaflet yerine uyanıklık, uzaklık yerine yakınlık hasıl olur.
Erkeğin erkeğe nazarının zararı;
Cüney-i Bağdadi k.s.a. hazretlerinin iler gelen talebelerinden Ahmed B.Yahya B. Cella hazretleri anlatıyor.
“ Bir gün güzel yüzlü bir hristiyan gördüm. Güzelliğinden hayrete düştüm. Karşısında durup hayret ve dehşetle hristiyanın cesedinin güzelliğini temaşa ederken, o anda, Cüneyd Hazretleri yanımdan geçti. “ üstad dedim, hiç şüphe yok ki Cenab-ı Allah, şu güzel yüzü cehennemde yakmaz.” Cüneyd k.s. dedi; “ Bu görüş, bu anlayış bu düşünme senin nefsinin pazarından yayılmış olan halinden bir misaldir.
Bu bakış ibret değildir. Eğer sen nakıştaki ibreti anlamak için baksaydın, kainatın her noktasında Allan’ ın azametine şahit milyonlarca meseleyi ibret ile bakarda anlardın. Sen böyle yapmakla ibret nazarı ile bakmadın. Nefsinin güzele karşı meylinden, o güzelliği cesedin ele temaşa etmesinden dolayı baktın. Sen bir saygısızlığından ve Allah’ ın azametine nefsani bakış ile yaptığın iftiradan muhakkak bir azap çekip de başına bir musibet getireceksin.” Deyip üstat gitti. Ben hafız idim bir anda Kur’na-ı unuttum, ezberimden çıktı. Günlerce gözyaşı dökerek, ağlayıp, tövbe ettim,İhsan ilaniye eski halime rucü ettim. şimdi hiçbir şeye bakmaya cüret edemiyorum. Eşyaya bakmakla vakit kaybedeceğimi anlıyorum. Kendimde eşyaya bakacak kudreti göremiyorum.
Hace Ubeydullah Ahrar k.s.nın müritlerinden biri zamanın mehter takımının geçidini seyretti. Mehter takımı güzel yüzlü kişilerden seçilmişti. Bu mürit tekkeye döndüğü zaman, Hace Ubeydullah Ahrar k.s. hemen müridine sordu: “ Nereden geliyorsun.?” “ Efendim, mirza’ nın mehterini seyretmekten gelirim.” “ Ne haldesin.” Dedi. “ Temaşa edip çok ibret aldım.” “ Nefis hesabına mı Allah hesabına mı?” “ Allah hesabına” “ Sen yalan söylüyorsun, çünkü daha Allah hesabına bakacak bir göz sahibi değilsin.
Hace Ubeydullah Ahkar k.s. diyorki;
“ Vallahi mirzanın mehter takımındaki gençlere ( tüyü bitmemiş güzel yüzlülere) ben bakmaktan korkarım! Nefsim şehvetle bakabilir. Diye sen, nasıl ibretle bakarsın? Gözlerinden şehvet akıyor.”
Molla Abdurrahman-i cami diyor;
“ Senin muradın temaşa için, Allah’ ın azametini tefekkür için olsa da bakışında gaflet lezzeti bulunursa ( Allah’ı görüyormuş gibi ihsan makamında olanın hali yoksa) tefekkür ve temaşanın kudsiyetini ararken gafletin zulmaniyetine girersin. Madem sen temaşada Allah’ ın tefekkürü ile meşgülsün; tefekkürü ilahiyenin temaşadan ( ondan alınan lezzetleri) nasibi olmaz ki.
İmam Münavi k.s. bakmak hususunda;
“ Hakikaten suretlere bakmak, insanların nefislerinde, bakılanın ahlakının tohumunu eker. Sevinçli kimsenin sevinci, üzüntülü kimsenin üzüntüsü, bakana sirayet eder. Böylece hayaldeki suretin sahibinden sevinç ve üzüntü hayaliyle bakana bulaşmış olur.
Bu sadece insana mahsus bir meziyet değildir. Hayvan ve nebatat’ ın suretlerinde daha fazla vardır. ( Münavi Feyz-ül kadir. 5/507)
Hadis-i Şerif Bakmanın tesiri;
1- Ebu Hureyre r.’den rivayete göre; Resulullah s.a.v. buyurdu ki; “ Beş şey ibadetten, ay yemek, camilerde oturmak, kabe’ ye bakmak, okumadan da olsa mushafa bakmak, alimin yüzüne bakmak.”
2- Resul-i Ekrem s.a.v. buyurmuştur ki; ( Keşfül Hafa 2/3) “ İlim adamına bir kere bakmak, benim yanımda gündüz oruç tutarak, gece namaz kılarak bir yıl ibadetten daha sevimlidir.”